1 Şubat 2017 Çarşamba

Oyun Koleksiyonu: The Stanley Parable


Stanley'in bir macerası

   The Stanley Parable... Bir inceleme yapmak için seçilebilecek en zor oyunlardan birisi. Çünkü oyunu oynadıktan sonra bile ne olduğuna net bir cevap veremiyorsunuz. Yani açıklaması, anlatması neredeyse imkansız bir oyun. O yüzden benim yapmaya çalışacağım şey olabildiğince spoiler vermeden sizi oyunu almaya ve kendiniz denemeye ikna etmeye çalışmak olacak. Hadi başlayalım!

   Oyun, karizmatik sesli bir anlatıcının bize hikayeyi anlatmasıyla başlıyor. Artık bu anlatıcı oyunun yapımcısı mıdır, iç ses midir nedir kendiniz yorumlayın (ki bana göre oyunun yapımcısını temsil ediyor). Bütün oyun boyunca bizi yönlendiren ve bizimle konuşan, aslında bu oyunu oluşturan en temel öge bu anlatıcı. Neyse, karizmatik sesli anlatıcı abimiz bize hikayeyi anlatıyor:

   Stanley, bir ofis çalışanıdır. İşi ise bütün gün boyunca odasında oturup bilgisayarına gelen komutlara göre sırayla klavyesindeki tuşlara basmaktır. Stanley, uzun yıllardır ofis odasında bilgisayarındaki tuşlara basmaktan ibaret bir hayat yaşamaktadır ve mutludur. Ancak bir gün bilgisayarına hiçbir komut gelmez. Saatlerce bilgisayarının başında hareketsiz bekleyen Stanley şok olmuştur, hayatında böyle bir değişikliğe hazır değildir. Bir süre sonra Stanley odasından çıkmaya karar verir ve bütün iş arkadaşlarının ortadan kaybolduğunu fark eder. Stanley, burada neler döndüğünü öğrenmek için etrafı araştırmaya karar verir.


   İşte oyun böyle başlıyor. Bu noktadan sonra anlatıcı sesin bize anlattıklarını takip ederek Stanley'in hikayesini yaşıyoruz. Veya takip etmeyerek... Durun size kendimden örnek vererek açıklayayım durumu. Oyunu ilk oynayışımda bir süre dümdüz ilerledikten sonra yan yana iki tane kapının bulunduğu bir odaya girdim. Anlatıcı ses "Stanley, soldaki kapıdan girerek yoluna devam etti." dedi. Ben de "Hey, ben niye seni dinleyeyim ki?" diye düşündüm ve sağdaki kapıdan yürüdüm. Anlatıcı bu hareketim hakkında komik bir yorum yaptı ve güldüm. Sonra anlatıcı "Arkadaşlarını aramaya devam etmek isteyen Stanley, karşısına çıkan ilk kapıdan girerek doğru yola geri döndü." diye devam etti. Ben de inadına o kapıdan girmeyerek ilerledim ve başka bir kapıdan girdim. Anlatıcı "Basit emirleri takip etmeyi bu kadar beceremeyen Stanley bunca yıldır işten nasıl atılmadı hala bilinmiyor." dedi ve ben yine güldüm. Sonra bu odada karşıma bir asansör gibi mekanizma çıktı. Ben de asansör gibi mekanizmadan aşağı atladım ve öldüm. Anlatıcı "Aferin Stanley, kendi kararlarını verebilecek kadar güçlüymüşsün. Herkes senin bu güçlü kişiliğini takdir ediyor." diyerek benimle dalga geçti ve ben daha sesli bir şekilde gülmeye başladım. Sonra otomatik olarak oyunun en başına geri döndüm. Acaba anlatıcının dediklerini dinleseydim nasıl bir sonla karşılaşacaktım? Veya asansörden atlamayıp asansörün götürdüğü yere gitseydim?

İkinci oynayışımda anlatıcıyı takip etmeye karar verdim. Anlatıcının dediği her şeyi yaptım ve hikaye ilginç bir yöne doğru kaydı. En sonunda ofisten çıkış yolunu buldum ve kaçtım. Artık özgürdüm. İstediğim her şeyi yapabilirdim. Ama bir dakika... Bu nasıl özgürlük? Anlatıcının dediği her şeyi yaptıysam, bu özgürlük olmaz ki? Kendi kararlarımı vermemiştim, sadece anlatıcının senaryosunu takip etmiştim. Ayrıca iş arkadaşlarımın nereye gittiğini öğrenememiştim. Peki ya anlatıcının dediği her şeyi yapmasaydım? Ya (resimde görebileceğiniz gibi) düz yoldan gitmeseydim de "ÇIKIŞ" yazan yoldan gitseydim? Peki ya anlatıcı bana belli bir yerde "KAPAT" yazan butona basmamı söylediğinde "AÇ" yazan butona bassaydım? Ya hikayenin en başında soldaki kapıdan değil de sağdaki kapıdan gidip asansörün götürdüğü yere gitseydim? Aslında asansörün götürdüğü yerin altında bir kapısı olan bir platform vardı. Havadayken oraya atlasaydım, o kapıdan geçseydim nelerle karşılaşırdım?

   İşte The Stanley Parable oyununun tüm olayı bu. Farklı seçimler yaparak hikayeyi farklı şekillerde yönlendirmek. Oyunun yanılmıyorsam toplamda 19 tane sonu var ve ben (biraz da internetten yönlendirmelere bakarak) hemen hemen hepsini görebildim. Ve bu 2 saat sürdü. Yani anlayacağınız, oyunu her şeyiyle deneyim etmek bile maalesef çok kısa sürüyor. Ama önemli olan bu kısa sürede oyunun size yaşattığı deneyim.


   Oyunun çok ilginç bir mizah anlayışı var ve sık sık güldürmeyi başarıyor. Benim en sevdiğim son ise internette "Games Ending" diye geçen. Spoiler vermeden anlatmak gerekirse, belli başlı şeyleri yaptıktan sonra anlatıcımız üzülüyor ve "Madem benim yaptığım oyundan (Stanley Parable'ın kendisinden bahsediyor) bu kadar nefret ediyorsun, o zaman sana oynayacak başka oyun bulurum" diyor ve sizi Minecraft evrenine gönderiyor. Bildiğimiz Minecraft'ı oynamaya başlıyoruz. Sonra anlatıcı elmas bulmak için bizi madenlere gönderiyor ama sonra madenler çok karanlık olduğu için oyun değiştirmeye karar veriyor ve bu sefer de Portal evrenine giriyoruz. Mesela oyunun başka sonlarından birinde de öyle saçma yollara sapıyoruz ki anlatıcının kafası karışıyor ve bizi doğru düzgün yönlendiremiyor. Bir süre sonra her şey inanılmaz karışıyor ve oyun çok saçma bir hal alıyor. Başka sonlardan birinde de bütün ofisin patlamasına sebep olabiliyoruz.

   Yani anlatmak istediğimi anlatmayı başardım galiba. Şimdi daha sıkıcı, teknik özelliklere dönelim. Oyunun grafikleri 2013 yılında çıkmış olmasına rağmen eski görünüyor ama gözü rahatsız edecek kadar değil. Yani oyun boyunca hiç karakter modellemesi falan görmüyoruz sonuçta, sürekli ofisi dolaşıyoruz. Hatta grafikler eski olmasına rağmen oyunun atmosferiyle uyumlu olduğu için güzel bile görünüyor. Ne bileyim, bu oyuna günümüzdeki "muhteşem gerçekçi" grafikler yakışmazdı yani. Aynı atmosferi veremezdi.

   Ve gelelim incelemenin sonuna! Bu oyunu almalı mısınız? Aksiyon dolu bir oyun arıyorsanız, önünüze geleni öldürmek istiyorsanız sakın ha bu oyunu almayın. Ben sizi 2016 yılında çıkan Doom'a yönlendireyim, o da çok güzel bir oyundur. Onun dışında bu oyunu oynamamanız için geçerli bir sebep göremiyorum. Hatta oyunun Türkçe dil desteği bile var. 2 buçuk saat civarında tamamen deneyim edebileceğiniz bir oyun için fiyatı fazla olabilir ama Steam'de yaz indirimi, kış indirimi gibi indirimlerde fiyatı çok çok büyük miktarda düşüyor. O zaman mutlaka alın. Alın lan bu oyunu! Oynayın işte!

Artılar:
+ Her şeyiyle harika bir deneyim

Eksiler:
- Ama çok kısa sürüyor...
- Cidden... çok kısa...

Puan: 84

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder